Dünya ekonomisindeki dinamikler, şirketlerin sürekli olarak büyümelerini, yeniden yapılanmalarını ve stratejilerini gözden geçirmelerini gerektirir. Bu süreçlerin en çarpıcı ve dikkat çekici yollarından biri de birleşme ve satın alma (M&A) aktiviteleridir.
Özellikle de global düzeyde sınırların bulanıklaştığı ve rekabetin fiyat, üretim, teknoloji ve pazarlama başta olmak üzere her düzlemde sertleştiği bu ekonomi düzeninde, birleşme ve satın alma işlemleri (mergers & acquisitions) şirketlerin pazar paylarını artırmalarına, yeni pazarlara girmelerine ve operasyonel etkinliklerini artırmalarına olanak tanır.
M&A, sadece büyük ölçekli şirketleri değil, aynı zamanda küçük ve orta ölçekli işletmeleri de doğrudan etkileyebilir. Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde de bu tür işlemler giderek artan bir öneme sahip olmaktadır.
Birleşme, iki ya da daha fazla şirketin kendi bağımsız hukuki varlıklarını sonlandırarak, tüm aktif ve pasiflerini birleştirmek kaydıyla yeni bir şirket oluşturmaları ya da bir şirketin diğerini tüketmesiyle ortaya çıkan bir süreçtir.
Birleşmeler, genellikle şirketlerin pazar payını artırmak, operasyonel etkinliği geliştirmek veya yeni pazarlara giriş yapmak amacıyla gerçekleştirilir.
Aynı sektörde faaliyet gösteren şirketler arasında gerçekleşen birleşmelere "yatay birleşme", farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketler arasında gerçekleşen birleşmelere ise "dikey birleşme" adı verilir.
Satın alma, bir şirketin başka bir şirketin belli bir yüzdesini ya da tamamını, hisse ya da varlık bazında satın almasıdır.
Bu işlem sonucunda, satın alınan şirketin hukuki varlığı devam edebilir veya sona erebilir; bu durum anlaşmanın şartlarına bağlıdır.
Satın almalar, şirketin yeni teknolojilere, patentlere veya stratejik varlıklara erişim kazanmak, pazar konumunu güçlendirmek ya da rekabeti azaltmak amacıyla gerçekleştirilebilir. Bu işlemler aynı zamanda finansal avantajlar ya da operasyonel sinerji yaratmayı hedeflemektedir.
Bu süreç; şirketlerin birleşme veya satın alma yapma kararından, bu kararın uygulanmasına kadar olan tüm evreleri kapsar ve karmaşık finansal, hukuki ve stratejik kararları içerir.
M&A süreçleri, genellikle şu sıralama ile gerçekleşir:
İşbirliği fırsatlarını değerlendirmek ve potansiyel birleşme ya da satın alma için doğru ortağı belirlemek adına yapılan aşamadır. Bu aşamada, şirketler stratejik hedefleri doğrultusunda potansiyel iş ortaklarıyla ilk temasları kurar ve genel bir uyum analizi yaparlar.
Potansiyel şirketin mali değerinin belirlendiği aşamadır. Bu değerleme, şirketin finansal tabloları, varlıkları, borçları, gelirleri ve potansiyel büyüme beklentileri temel alınarak yapılır. Uzman finansal danışmanlar ve analistler, detaylı bir değerleme raporu hazırlarlar.
Tarafların bir araya gelerek birleşme veya satın alma koşullarını ve detaylarını müzakere ettiği aşamadır. Bu süreçte, satış fiyatı, ödeme koşulları, şirketin yönetim yapısı gibi birçok kritik konu ele alınır.
Müzakereler sonucunda tarafların üzerinde anlaştığı koşulların, resmi bir belgeye döküldüğü ve imzalandığı aşamadır. Bu belgeye genellikle "Satın Alma Anlaşması" adı verilir ve tarafların hak ve yükümlülüklerini detaylı bir şekilde belirtir.
Birleşme veya satın alma anlaşmasının resmileşmesinden sonra, şirketlerin birbirleriyle entegrasyon süreci başlar. Bu süreç, organizasyonel yapıların, iş süreçlerinin, kurumsal kültürlerin ve sistemlerin birleştirilmesini kapsar. Başarılı bir entegrasyon, birleşme veya satın almanın uzun vadeli başarısının anahtarıdır.
Birleşme ve satın alma danışmanlığı, genellikle finansal, hukuki ve stratejik konulara hakim olan profesyoneller veya kurumlar tarafından verilir. Bu alandaki danışmanlık hizmetlerini sunan başlıca kurumlar:
Birleşme ve satın alma danışmanları, taraflar arasında köprü görevi görürler. İşlemin başından sonuna kadar, danışmanlar stratejik önerilerde bulunabilir, değerleme yapabilir, müzakerelere yardımcı olabilir ve anlaşma süreçlerini yönlendirirler.
Bu profesyoneller, şirketlerin doğru kararları almasını sağlama ve potansiyel riskleri azaltma noktasında önemli bir rol oynarlar.
Türkiye'de birleşme ve satın alma (M&A) faaliyetleri, son yıllarda hem yerli hem de yabancı yatırımcıların ilgisini çeken önemli bir sektör haline gelmiştir. Türkiye'nin stratejik konumu, genç nüfusu, büyüyen ekonomisi ve birçok sektördeki yatırım fırsatları, birleşme ve satın alma faaliyetlerini canlandıran unsurlardan yalnızca birkaçıdır.
Bu faaliyetlerde; enerji, perakende, sağlık ve teknoloji gibi bazı sektörlerin öne çıktığı gözlemlenebilir. Yabancı yatırımcıların Türkiye'deki şirketlere olan ilgisi, özellikle Avrupa, Körfez ve Asya ülkelerinden beslenmektedir.
Bununla birlikte, Türkiye'deki M&A sektörü, jeopolitik riskler, makroekonomik dalgalanmalar ve yasal düzenlemeler gibi bazı zorluklarla da karşı karşıyadır. Bu durum, işlemlerin başarılı bir şekilde tamamlanmasında danışmanlık firmalarının üstlendiği görevi daha da önemli hale getirmektedir.
M&A şirketleri, birleşme ve satın alma süreçlerinde önemli bir rol üstlenerek işlemlerin başlangıcından sonuna kadar danışmanlık yapmata, sürecin en verimli ve en karlı şekilde tamamlanmasını sağlamaktadırlar.
Özellikle karmaşık işlemlerde, bu danışmanlık firmalarının deneyimi, sektör bilgisi ve analitik yaklaşımları işlemin başarılı bir şekilde tamamlanmasında kilit bir öneme sahiptir.
Hem global hem de Türkiye'deki M&A şirketleri, sektöre yön veren, trendleri belirleyen ve süreçleri başarıyla yöneten kurumlar olarak tanınırlar.
Goldman Sachs: Dünya genelinde en önde gelen yatırım bankalarından biridir. Birçok büyük ölçekli birleşme ve satın alma işleminde danışmanlık yapmıştır. Sektördeki deneyimi ve global ağı sayesinde, birçok şirket için ilk sırada tercih edilen danışmanlardan biridir.
J.P. Morgan: Global bir finans devi olan J.P. Morgan, M&A danışmanlığı konusunda da önemli bir aktördür. Büyük bütçeli işlemlerde sıkça karşımıza çıkar.
Morgan Stanley: Hem Amerika'da hem de global arenada birçok önemli birleşme ve satın alma işleminde danışmanlık yapmış bir diğer yatırım bankasıdır.
Merrill Lynch: Global ölçekte birçok sektörde danışmanlık yaparak, M&A süreçlerinin başarılı bir şekilde tamamlanmasına katkıda bulunmuştur.
Müşteri odaklı yaklaşımımız, etik değerlerimiz ve şeffaflığımız ile gerçekleştirdiğimiz 132 işlem ve 18,4 milyar ABD doları işlem hacmi ile ÜNLÜ & Co, Türkiye'nin lider birleşme ve satın alma danışmanıdır.
Sektörün önde gelen profesyonellerinden oluşan Kurumsal Finansman Ekibimiz, global etik standartlar çerçevesinde müşterilerinin ihtiyaç ve tercihlerine en uygun finansal çözümleri geliştirmektedir.
ÜNLÜ & Co'nun bu alandaki danışmanlık hizmetleri; hedef şirketin araştırılması, değerleme, müzakereler, due diligence ve sonrasındaki entegrasyon süreçlerini kapsamaktadır.
M&A işlemleri, genellikle ekonominin ve ilgili sektörlerin dinamiklerini değiştiren büyük ölçekli hareketlerdir. Özellikle büyük birleşmeler, piyasada dengeyi değiştirebilir, yeni liderlerin ortaya çıkmasına neden olabilir veya sektöre yeni stratejik yönler verebilir.
M&A işlemlerinin ekonomik etkileri, işlem ölçeğine, sektöre ve işlemin gerçekleştiği bölgeye bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Ancak genellikle bu tür işlemler, ekonomik büyümeye, istihdama ve sektörel gelişmelere olumlu katkılarda bulunur.
Disney ve 21st Century Fox: 2019 yılında tamamlanan bu dev birleşme ile Disney, Fox'un film ve televizyon stüdyolarını, kablo ağlarını ve uluslararası işlerini 71,3 milyar dolara satın aldı. Bu birleşme, eğlence sektöründe büyük bir değişiklik yaratarak Disney'in içerik ve dağıtım kapasitesini artırdı.
AT&T ve Time Warner: AT&T, 2018'de Time Warner'ı 85,4 milyar dolar karşılığında satın aldı. Bu satın alma, telekomünikasyon ve medya sektörlerinin birleşik gücünü ortaya koydu.
Microsoft ve LinkedIn: 2016'da gerçekleşen bu satın alma ile Microsoft, LinkedIn'i 26,2 milyar dolara satın aldı. Bu hamle, Microsoft'un sosyal ağ ve B2B platformlarına olan ilgisini gösterdi.
QNB ve Finansbank: 2016 yılında Katar merkezli QNB, Finansbank'ın yüzde 99,81'ini 2,7 milyar dolara satın aldı. Bu satın alma, Türkiye'deki bankacılık sektöründe yabancı yatırımcının ilgisini yansıtmaktadır.
SABMiller ve Anadolu Efes: 2011 yılında SABMiller ve Anadolu Efes, Rusya ve Ukrayna'daki bira operasyonlarını birleştirerek ortak bir girişim oluşturdular.
Yıldız Holding ve Godiva: 2008 yılında Yıldız Holding, lüks çikolata markası Godiva'yı 850 milyon dolara satın aldı. Bu satın alma, Türk şirketlerinin global markalara olan ilgisini göstermektedir.
Gelecekteki M&A trendleri, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve küreselleşme gibi çağımızın anahtar temaları etrafında şekillenmeye devam etmesi beklenmektedir.
Teknolojik inovasyonun hızlandığı bir dünya düzeninde, birçok şirket dijital yeteneklerini genişletmek ve yeni çözümlere erişim sağlamak için birleşme ve satın alma stratejilerini benimsemeye devam edecektir.
Bununla birlikte; sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluk, şirketlerin sosyal sorumluluklarını yerine getirmeleri ve tüketicilerin taleplerini karşılamaları için giderek daha önemli hale gelmektedir. Bu nedenle, yeşil teknolojilere ve sürdürülebilir çözümlere yatırım yapan şirketler, M&A faaliyetlerinde öne çıkan oyuncular olabilir.
Sonuç
Özetle, M&A faaliyetlerinin hem global hem de yerel ekonomiler için önemli bir kaldıraç unsuru olmaya devam etmesi beklenmektedir. Şirketlerin de rekabet avantajlarını korumak ve daha fazla büyümek için bu stratejik aracı kullanmaları kuvvetle muhtemeldir. Bunun sonucu olarak da küresel düzeyde ekonomik büyümenin ve sektörel dönüşümlerin tetiklemesi beklenebilir.
Özellikle gelişmekte olan ekonomilerdeki fırsatları değerlendirmek ve bu pazarlarda büyümek isteyen şirketler için, M&A stratejileri daha da kritik hale gelmesi kaçınılmaz görünmektedir.